Fell Running ya da Hill Running
ilk olarak İngilterede hayat bulmuş. Kayıtlara göre ilk yarış 1064 yılında
İskoçya’da koşulmuş. Hikayeye göre Kral Malcom kendine ulak seçmek için bir
yarış düzenlemeye karar verir. Braemar bölgesindeki Creag Choinnich tepesine
ilk çıkıp inicek olanın kazanacağı bir yarış düzenler. MacGregor kardeşlerden
küçük olanı zirveden ilk dönen olur ve kral tarafından ödüllendirilir. Kısaca
FellRunning zorlu, teknik, yumuşak zeminlerde yapılan, hedef tepeye ilk tırmanıp
geri dönenin kazandığı yarışlar olarak tanımlanabilir. Salomon'un Fell Raiser’ı
da ismini bu yarışlardan alıyor.
Salomona göre FellRaiser S-Lab
FellCross’dan esinlenerek tasarlanmış. Hafif, düşük profilli, çabuk kuruyan,
özellikle çamurlu ve yumuşak zeminlerde kullanımı amaçlanan bir arazi ayakkabısı.
Ayakkabının topuk/burun yükseklik
farkı 6 mm. Topukta 12mm, burunda ise 6 mm. Slab serisi kadar minimalist değil,
daha fazla yastıklama sunuyor. Fakat gene de oldukça hafif bir ayakkabı. Topuk
kısmında EVA desteği var. Ayakkabı topuğu güzel sarıyor ve öne doğru hareket
etmesine pek izin vermiyor. Bir çok Salomon'da olduğu gibi Sensifit sistemi var.
Bu sistem ayağın ayakkabı içinde bir beşikdeymiş gibi hareket etmesini
sağlıyor. Bu anlamda oldukça başarılı. Özellikle inişlerde ayakların ayakkabı
içinde öne doğru hareket etmesini hiç sevmiyorum. Bu ayakkabı da bunu oldukça
az yaşadım. Sert dönüşlerde ve düz olmayan zeminlerde ayakkabı ayağı oldukça
iyi sarıyor. Gene her Salomon'da olduğu gibi Quicklace sistemi standart. Bir
kere sabitledikten sonra unutabilirsiniz. Ayakkabının normalden daha büyük bir
dili var. Gerçekten devasa J
FellRaiser Slab serisindeki ayakkabılar kadar dar ve sıkı değil. Gene de yarım
numara büyük almak zorunda kalabilirsiniz. Bazı arkadaşlarım rahat edemeyip yarım
numara büyük almak zorunda kaldılar. Aklınızda olsun. Ayakkabının ön tarafı
oldukça rahat. Parmakların rahat hareket etmesi için bir hayli alan var.
Ayakkabıda ilk dikkati çeken
devasa kramponlar. Bu kramponlar yumuşak, çamurlu zeminlerde çok başarılı ve
süper bir tutunma sağlıyor. Hem tırmanışlarda hem de inişlerde gerçekten harika
bir tutuş sunuyor size. Baştada söylediğim gibi bu ayakkabının hedeflenan esas
kullanım alanı çamurlu, yumuşak zeminler. Fakat bence bu ayakkabıyı sadece
yumuşak ve çamurlu zemin ayakkabısı olarak tanımlamak ayakkabıya yapılacak
büyük bir haksızlık olur. Ayakkabıyı her türlü zeminde kullandım diyebilirim.
Yumuşak, çamurlu ve her türlü gevşek zeminin uzmanı. Kayalık teknik zeminlerde
de son derece başarılı.
Ayakkabıyı bazı arkadaşlarım çok
sert buldu. Evet sert bir ayakkabı fakat bir SpeedCross’a göre çok daha fazla
yastıklama ve rahatlık sunuyor size. Dolayısıyla çok fazla zorlanmadan uzun
mesafeler koşabilirsiniz. 119K’lık TDS ve 110K’lık Kapadokya Ultra yarışlarını
bu ayakkabı ile hiç bir problem yaşamadan tamamladım. TDS ilk uzun koşum
olacağı için biraz endişeliydim. Bu yüzden dropbagime yorulan ayaklarımı rahatlatmak
için NB Leadville koymuştum. Fakat parkur boyunca sürekli kayan, düşen diğer
yarışçılarının yanından gülümseyerek geçince değiştirmekten vazgeçtim ve tüm
yarışı FellRaiser ile koştum. Gerçekten doğru bir karardı.
Ayakkabının bir diğer başarılı
özelliği ise su tahliyesi. Kapadokya Ultra’da uzunca bir süre yağmur altında
koştuk. Hatta yaklaşık 2 km kadar bileğe kadar su içinde koştuk. Ayakkabı suyu
çok başarılı bir şekilde tahliye etti. Öğlene doğru yağmur dindi, hava açtı ve
benim ayaklarım çok kısa bir süre içinde kupkuru oldu. Gerçekten çok başarılı.
Gelelim benim en çok sevdiğim
özelliğine. Bu ayakkabı bunca güzel özelliğinin yanında tank gibi de sağlam J Yaklaşık 400K koştum
ve hala sıfır gibi. Hem tabanlarında hem de üst kumaş yüzeyinde henüz bir
yıpranma aşınma yok. 400K koştuğum diğer arazi ayakkabıların halini görünce
gerçekten inanılmaz. Hiç çekinmeden şimdiye kadar kullandığım arazi ayakkabıları
içinde fiyat/performans oranı en yüksek ayakkabı diyebilirim. SPX
mağazalarından indirimde 215TL’ye almıştım. Hatta daha sonra 175TL’ye kadar
inmişti fiyatı. Şu an bildiğim kadarıyla hiçbir mağazada yok.
Ayakkabının beğenmediğim ya da
geliştirilebilecek yanlarına gelince:
- Koşu sırasında ayak büküldüğünde bilek kısmı diğer ayakkabılarıma göre daha fazla kat yapıp açılıyor. Buradan ayakkabının içine taş, toprak girme ihtimali artıyor. Dolayısıyla uzun yarışlarda sıkıntı yaşamamanız için tozlukla giymenizi tavsiye ederim. Aşağıdaki fotoğrafta bahsettiğim bölgeyi işaretledim. Tam anlaşılmasada koşarken bu bölge fazla esniyor ve açılıyor.
- Diğer beğenmediğim yönü ise fonksiyonel değil fakat kozmetik. Ayakkabının burnundaki koruma kısmı bence biraz fazla çirkin duruyor J
Özetleyecek olursak. FellRaiser
ödenen her kuruşu hak eden bir ayakkabı. Eğer idman yaptığınız ya da
yarışacağınız parkurun tamamı sert zemine sahipse FellRaiser ilk tercihiniz
olmamalı. Fakat değişken, yumuşak, çamurlu, gevşek bir zeminden bahsediyorsak, mesafeye
bakmadan FellRaiser kesinlikle tercih sıralamanızda üst sıralarda yer almalı.
Not:
Aşağıdaki linkte FellRunning ile ilgili
kapsamlı bir inceleme bulabilirsiniz :)
http://www.irunfar.com/2012/10/fell-running-a-quick-guide-part-1.html
Fotoğraflar Hayriye OK tarafından çekilmiştir :)
Fotoğraflar Hayriye OK tarafından çekilmiştir :)
Comments
Post a Comment